demokritos – Gökkurt Sözlük
Kuzey Yunanistan’da antik bir kent olan Abdera’da doğmuştur (MÖ 460). O, ön-Sokratik felsefeciler arasında en önemli ve etkili olanlardan biriydi. Aynı zamanda Platon tarafından bahsedilmese de, Aristo’dan büyük saygı gören bir felsefecidir. Democritus’un hayatı hakkında çok geniş ve net bilgiler yoktur. Xerxes’in (Democritus’un babası) Asya’ya dönen ordusunun ağırlanmasına destek olduğu ve bu olay üzerine Abdera’lılara Pers tekerki tarafından hediyeler verildiği söylenmektedir. Diogenes Laertius, Democritus’un Maguslar tarafından tanrıbilim ve gökbilimde eğitildiğini savunmaktadır. Babası öldükten sonra, kendisine kalan mirası İran, Kızıl Deniz ve Mısır’a yaptığı yolculuklarda harcadığı söylenir.
Yapmış olduğu seyahatlerden ülkesine geri döndükten sonra, kardeşinden yardım görmüş ve kendi halkı arasında büyük bir saygınlık kazanmıştır. Seyahatleri sırasında Atina’ya da uğradığı söylenmektedir ve Diogenes şu yazıların Democritus’a ait olduğunu savunur; “Atina’ya vardığımda kimse beni tanımıyordu.” Gülen filozof olarak bilinen Democritus, halk içinde daima gülerek dolaşan ve insanları küçümsemesini bu şekilde ifade eden birisiydi. Bu nedenle alaycı bir kişi olarak bilinen Democritus’un, öldüğünde yüz yaşının üzerinde olduğunu belirten kaynaklar mevcuttur. Leukippos’un öğrencisi olan Democritus, Sokrates’ten daha sonra ölmesine rağmen, Sokrates’ten önceki doğa filozofları arasında sayılmaktadır, ayrıca hocasının teorisini daha da geliştirmiş ve ünlenmiştir.

Democritus Neler Yapmıştır?

Democritus, varoluş ile ilgili çok net bir görüş ortaya çıkarmıştır. Ona göre Evren’deki oluşuma, kati bir zorunluluk hakimdir. Tüm olan biteni bir rastlantı olarak ifade etmek saçmadır. “Yok olmayan, yaratılmamış ve değişmeyen bir varlık, özdeksel atomun kendisidir. Öz, maddeyi simgeler ve onunla her türlü nesne yapılabilir” şeklindeki görüşüyle, doğa biliminin (materyalist) ilk temellerini ortaya atmıştır.
Bütün atomcular, sadece bir şekil, hacim ve ağırlık içeren, bölünemez en ufak birim şeklinde izah ettikleri atomun hareket ettiği boşluğun, ezeli ve ebedi varlığını ortaya atmışlardır. Tüm bu materyalist düşüncelere rağmen, “gerçek olan tek şey, atomların hareketidir” ilkesini, ruhun izah edilmesi aşamasında da tutarlı olarak kullanmışlardır. Democritus, bilinçli olarak materyalist bir yaklaşımla düşünme ve algılamayı, vücuttaki en hafif, en ince ve düzgün ateş atomlarının bir hareketi şeklinde izah etmiş ve kendisinden önceki filozofların üzerinde durmadığı kadar etik (ahlak) bilimiyle ilgilenmiştir.
Democritus, hem Sokrates öncesi zamanlarda yaşamış hem de ondan sonraki kültür filozofları arasında yer almıştır. Kendisinden önce de doğa sorunlarıyla ilgilenilmesine rağmen, doğa sorunlarından insan sorunlarına geçiş yapan dönemde yaşamış bir düşünür olarak, doğa ve kültür konularını ölçülü bir şekilde işlemiştir. Democritus’un bu yaklaşımı, felsefe tarihinin en kapsamlı olayıdır, ayrıca bu felsefenin temeli, bilgince ve mutlu bir yaşamdır.